Güray Öz
Korku, özgürlük ve ütopya üzerine
Korkutucu olan, pratik olarak ülkemizde Hobbes’un teorisinin ütopik uzak hedeflerinin değil, yakın hedeflerinin pratiğe dönüşme eğiliminin güçlü olmasıdır. Bu nedenle de Hobbes’a akademinin kimi zaman, zaman dışına düşen diliyle “fildişi kule” rahatlığıyla yaklaşmanın tehlikesine dikkat çekmek yerinde olacaktır.
Tuhaf bir 'tartışma'
Her şey açık seçik ortada. AYM’nin seçilmiş Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay için verdiği bir hak ihlali karar var. Bu kararın uygulanması yani Can’ın serbest bırakılması bir zorunluluk.
Savaş bir oyun değildir, çağırmayın…
Bizim derdimiz, savaşı da barışı da savunurken, yalnızca haklı olabilmek değil, aynı zamanda egemen görüşün hışmına uğramamak da istiyoruz; çünkü savaş zamanlarında barışı savunmak imkansızlaşırken, retoriğin tüm marifetlerini kullanan savaş yanlıları, yalnızca gerçekliği, hakikati değil, hukuku da istisna haline getirebiliyorlar.
Armudun sapı üzümün çöpü demeden
Geleceği halkın çıkarlarına uygun bir geleceğe dönüştürmek isteyenler koşullar ne olursa olsun gerçeğe ve dayatılmış “zamanın ruhuna” boyun eğmeyi kabul etmezler.
Bir 68’linin ‘gündüz düşleri’
Sürüp gidecek mi bu darmadağın halimiz, şiir susacak, hikâye bitecek, sonunda kapımızı çalacak mı karanlığın kara eli?
'Bu eski bir hikâye ama hep yeni kalıyor'
Soru açık ve nettir; nereye gitmek istiyorsunuz?
Sevgili Metin’i anarken…
Doğal rotalarından saptırılmış insanlar şu uçsuz bucaksız evrenin küçücük dünyasında didişip dururken, o sonsuzluğa layık olabilmeyi, insanın özüne yakışmayan tüm kötülüklerle savaşmayı kendilerine meslek edinmiş insanlar olarak Metin’in dediği gibi tevazuyu elden bırakmadan inatla yürümekten bizi kim alıkoyabilir ki…
Can Atalay özgürlüğün kendisidir, boşuna uğraşmayın…
Hataylılar vekillerinin serbest bırakılmasını istiyor; söyledikleri şudur: "Hukukun karşısında direnmeyin, serbest bırakın vekilimizi artık…"
Zafer de yenilgi de gerçeği yansıtmıyor
Emekçi sınıfların nesnel ve teorik olarak örgütlenmek ve boş hayallere kapılmadan siyasetin içine dalmaktan başka çaresi yoktur. Bunun için Sol’un kendini örgütlemesi ve sınıfın başta sendikal ve siyasal örgütlenmesi için çaba göstermesi gerekli ve zorunludur.